31.5.12

Ölüm yıl dönümünde “İyi ki doğdun Nazım!” denecek

http://www.sabitfikir.com/haber/olum-yil-donumunde-%E2%80%9Ciyi-ki-dogdun-nazim%E2%80%9D-denecek



Ben hem kendimden bahseden şiirler yazmak istiyorum, 
hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler.




Hem bir tek elmadan, hem süpürülen topraktan, hem 
zindandan dönen insan ruhundan, hem kitlelerin 
daha güzel günler için savaşından, hem bir tek 
insanın sevda kederlerinden bahseden şiirler yazmak 
istiyorum, hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan 
bahseden şiirler yazmak istiyorum.


Nazım Hikmet

25.5.12

Dead like me


- Eee, yani tüm hayatım, her şey... Sadece düşünce ve hatıralardan mı ibaret?
- Bütün elimizdeki bu fıstığım.

***

- Neden önem verdiğim şeyleri ve insanlar kaybedip duruyorum?
- Hayat bundan ibaret fıstığım.


eskiceymiş sanki de yeni keşfettim ben :)
pek sevdim he, bööyle limonlu dondurma gibi tatlı da ekşitiyo suratını azıcık :)


22.5.12

Daim Yusuf Orti



Hemşince:
aye aye orti…
da kezigi madağ ellim ori…
aye aye orti…
aşun ağavü dzermın eyev ta orti…
aye ayee orti..
dase dayi dzagin meçe orti…
menadzerta orti…
sirded petedzavta orti,
daim yusuf orti…
hokid dard unedi yu orti,
indzi aselçakkarçerta orti…
aye aye orti..
daim yusuf orti…
cermag cadgig u ergen kentit orti…
madağ ellim orti…
aye aye orti…
daim yusuf orti…
da kezi oma omar çkaar orti.
kidetita orti…
anu oma tdzerman
kenadzerta lernive orti…
aye aye orti…
daim yusuf orti…
Türkçe:
gel oğul gel.
sana kurban olayım oğul.
gel oğlum yusufum gel.
sonbahar geçti de, kış mı geldi oğul…
on yıl bir delikte kaldın da oğul,
yüreğin mi çürüdü oğul,
benim yusufum oğlum.
yüreğine kurban olayım oğul.
gel oğlum yusufum gel.
büyük derdin vardı da oğul,
bana söyleyemedin mi oğul,
gel oğlum yusufum gel
benim yusufum oğlum.
bembeyaz alnına ve uzun burnuna oğul
kurban olayım ben oğlum
gel oğlum yusufum gel.
senin için bahar olmadığını biliyordun da oğul
o yüzden mi kışın yaylaya çıktın oğul
gel oğlum yusufum gel
benim yusufum oğul.

18.5.12

Ha! Bir De;

yüzümü gönlüne koysam
yemin tutsa kalbim beni sever miydin
içimi avcuna döksem
beni azıcık çözer miydin
yok olmuyor istemekle bitmiyor
hiç bir yol yarılanmıyor uzadıkça uzuyor
kal demiyor söz vermiş susuyor
kelimeler düşmüyor içinde salınıyor

Biraz Seninle Biraz Kendimle

...
ben durmam durulmam
"zor"
seninle yorulmam
istersen son de
...

Sonra

Hızlı çekimde çürüyen meyveleri gösteren doğa belgesellerindeki gibi hızla buruştu, çürüdü, kayboldu.

Bir Şey Oldu - Fatih Özgüven

17.5.12

Çevengur

Balık yaşamla ölüm arasında durur; bir danayı al misal, o bile düşünür, ama balık düşünmez.
O her şeyi zaten bilir.
Andrey Platonov

16.5.12

kimseye anlatmadım


büyürken 1

Mart 2012
-Sıcak soğuk içecek bir şey ister misiniz?
 
    Yüzünü ezberlediğim muavin, üzerindekileri ezbere bildiğim servis sehpasıyla yanımda dikiliyordu.

-Kahve.
   
    Nedenini bilemediğim bir soğukluk. oysa hep sevmişimdir muavinleri, gülümseyerek teşekkür etmeyi, fırsat buldukça sohbet etmeyi ihmal etmezdim. nasıl da zahmetli nasıl da saygıyı hak eden bir işleri var. Sesimdeki soğukluktan utandım da söyleyemedim kahveyi iki paket istediğimi. midem alt üst olacaktı yine. O küçücük paket çok hafif geliyor.
    Kahvemi karıştırırken; beceriksizce son yılların yolculukta "konfor harikası" olarak değerlendirilen kişisel televizyonda yüklü filmlere göz attım çabucak. Çok tutulan bir avuç vıcık vıcık film, iğrenç çevrilmiş isimleriyle dil çıkarıyorlardı. Tiyatroda öğrendiğim eğlenceli bir küfür eşliğinde kapattım yolculuğumun konforunu. Panik atağımın ve anksiyete bozukluğumun elele verip, kış ortası karlı eskişehir yolunda, alnımda oluşturduğu damlaları silerek kulaklığımı taktım. Şimdi bir tek türküler sakinleştirebilirdi midemdeki burkulmayı. Tek bir kişiye söyleyebilseydim çok korktuğumu bu yolculuktan.. tek bir kişiye söyleyebilseydim sabah göreceklerime hazır olmadığımı..
    Kulaklığımdaki ezgiyi bir an duyan yol arkadaşım, turuncu saçlarıma ve rengarenk kıyafetime yakıştıramamış olmalı ki türkü dinlememi; uykulu ve şaşkın bir ifadeyle bakakaldı yüzüme.
    Bak yine o nefret ettiğim yüz ifademi takındım. Hissedebiliyorum alnımdaki gerginlikten, hissedebiliyorum da engel olamıyorum neden. Alaycı bir gülümseme, yadırganmaktan zevk alır gibi. Kalkmış bir sol kaş, inmiş bir sağ kaş. Aşağılar gibi. Çok iticiyim bazen. Neden?

    Bunları karalamıştı defterine 3 ay kadar önce, şimdi okurken farketti içten içe nasıl da farkında olduğunu olacaklardan... Ne çok değişmişti her şey..

sevdalım hayat

...bu ülkede sanatla, kitapla, kültürle ilgilenen  ve daha güzel daha adil bir dünya yaratmak isteyenmilyonlarca kişi, sürek avlarıyla sistemli olarak yok edildi, tutuklandı, hayatın dışına sürüldü. Bu arada milliyetçilik ve din kisvesine bürünmüş kişiler, örgütlenerek ülkeyi soydu. Çok büyük güç ve para sahibi oldular. eline kan bulaşmış katiller siyasette yüksek mevkilere tırmandılar, saygı gördüler; kısacası Türkiye iyi evlatlarını boğan, kötüleri ise ödüllendiren bir ülke olarak bugünlere kadar geldi...
Zülfü Livaneli

Katı

Öldürmek de var bürokrasiyi sıcacık bir gülücükle...

eskişehir

Yağmur yağarken neden gökyüzünde bu kadar çok kuş var?
11.05.2012 15:25

ağlayan dağ susan nehir 2

...döküm soba bir şaman havasında anlaşılmaz sözcükler mırıldanmaktaydı, sabah erken saatlerde çöken sis, evin karşısındaki boş arsada bulunan ağaçların köklerini yerden koparmıştı...

Ağlayan dağ, susan nehir

...Şehrin mahrem hayatını kolayca tüketilsin diye ambalajlayan turizm broşürlerini, fanatik anlatıları, hırsın ve güçlülerce kollanmanın kör ettiği gezginlerin anılarını, yağmalanmış risaleleri koyun bir yana! şehir de sizle düpedüz alay eder; hiçbir şey göründüğü gibi değildir ölü uygarlıkların, hoyratça doknuşlar dışında hiç hatırlanmadan, üst üste yattıkları bu devasa mezar yerinde...

ein fühlung

...içindeki ben, içimdeki sen...
gülümseten bir empati yumağı belki, ve belki bencillik ve ego savaşı ve hiçe sayarken karşıdakinin özünü hiçe saydırmak kendini, bir hayal kurup hissetmek belki, ya da hissetmek sadece ve hissettirmek.

alıntı

... bunu da asla bilemeyeceğin şeyler kutusuna kaldırırsın. Yapmayı çok isteyip de asla yapamayacağın şeylerin yanına. Çocukluğunun nereye gittiği ile aklındaki şiirler arasına...

... küçük kalmaya yemin ettiğin bu dünyada, asla erişemeyeceğini sandığın baş döndüren bir hızla büyüyüverirsin...

alıntı
gözde gürdal..

Sanırdım ki;

Gölgemin kanatları çıkacak bir gün, beni de alıp uçuracak...