1.6.14

Daha Çirkin Bir Yer

Eski bir badana fırçasını, artıp kurumuş boyalara iyice batırıp aynadaki aksini boyamak kadar kolay olsaydı yok olmak. Dünya daha çirkin bir yer olurdu.  Yok olmak istemek acımak biraz da sızlamak dayanamamak. Vicdan sanki pişmanlık gibi. Yok olsaydım eğer farketmediniz ama dünya daha çirkin bir yer olurdu.  Ben yok olsaydım eğer mayanın kaprisini kimse çekmez,  kimse evinde böyle çılgın bir köpeği istemez, maya sokakta kendi boyuna bakmadan ağır abi bir çomara atarlanır muhtemelen hızla parçalandı.  Yok olmak bu denli kolay olsaydı o gür kirpikli adam gecenin bir yarısı yine şapşal mesajlar alırdı ama annem almazdı muhtemelen.  Yok olmak bunca kolay olsaydı, yokluğundan kimsenin şikayetçi olmadığı dünyada her gece o mavi gözlü adamla konuşan olmazdı. Ve aynı zamanda her gece kendine küfrederek pişmanlıklarıyla uyuyan, okuduğu haberlere ağlayan, elinden bir şey gelmediği için kahrolan, elinden gelebilecek şeylere de götü yemediği kendine bir küfür daha sallayan, daha fazla acımamak için insanlardan kaçan, şapşallık seviyesiyle gurur duyan insanların sayısında birer azalma olacak. Ve siz yine farketmeyeceksiniz.  Ahtapot gözleri toplayan birisi olmamaya devam edecek belki de ama en güzel deniz kabuklarını toplarken kulaklarını patlatanlar da olmayacak. Farkedilmeyecek belki ama dünya daha çirkin bir yer olacak.